Ramazan davulcuları bahşiş toplayamayacak: Çözüm önerileri nedir?

Anasayfa

Haberler

Ramazan davulcuları bahşiş toplayamayacak: Çözüm önerileri nedir?

Haberler
Ramazan davulcuları bahşiş toplayamayacak: Çözüm önerileri nedir?

İçişleri Bakanlığı’nın 81 il valiliğine gönderdiği ve yeni tip koronavirüs (covid-19) ile mücadele kapsamında Ramazan ayı boyunca uygulanacak tedbirleri içeren genelge kapsamında Ramazan davulcularının bahşiş toplaması yasaklandı.

Buna göre, Ramazan davulcularının tek tek evleri ziyaret edip kapı zillerini çalarak bahşiş toplamaları, bulaş riski oluşturabileceği ve sosyal mesafenin korunmayabileceği sebebiyle yasaklandı. Bunun yerine, bahşişlerin toplu olarak yerel imkanlarla verilmesi veya “camdan atılması” öneriliyor.

13 yaşında davulculuğa başlayan 61 yaşındaki Urfalı Aziz Arslan, bu genelgeden etkilenen binlerce davulcudan biri. Urfa’da yaklaşık 500 kadar Ramazan davulcusu, bel bağladıkları Ramazan ayında herhangi bir bahşiş alamayacakları için büyük bir geçim sıkıntısı yaşıyor.

Aynı zamanda Urfa Davulcular Zurnacılar Derneği başkanı olan Arslan euronews Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Belediyeye başvurduk, hiçbir cevap alamadık. Pazartesi valiliğe dilekçe vereceğiz. Benim saz grubum da vardı, düğün salonunda sigortalı olarak çalıyordum ama bu dönemde düğün de yapılamadığından salon kapandı. Sıra gecelerinde çalıyordum, artık o da yok. Ümidimiz Ramazan davulculuğuydu, o da gitti” diyor.

Daha önceki yıllarda iki mahalle dolaşarak Ramazan ayı boyunca kendi ifadesiyle “oldukça güzel kazanan” Arslan’ın sekiz çocuğu var ve bir oğlu da cezaevinde. Her hafta ona 250 TL para göndermesi gerekiyor.

Teknoloji çağı ve gelenek ikilemi

Bir yandan teknoloji çağında yaşadığımız ve vatandaşların artık davul yerine çalar saat ile sahura kalkmayı tercih ettiği yönündeki talepler son yıllarda yaygınlaşsa da, işin hem geleneksel hem de ekonomik boyutu da tartışma konusu.

Örneğin, Osmanlı zamanında Ramazan davulcuları "Evimizin önü üzüm, Taneleri dizim dizim, Beyefendi iki gözüm, Bahşişine yoktur sözüm” gibi manilerle evlerden alınan bahşişe teşekkür ederlerdi.

Öte yandan, davulcular ekonomistlerin “düzensiz yevmiye geliri elde eden kesim” olarak sınıflandırdıkları kesim içinde yer alıyorlar.

Bazı belediyeler Ramazan davulcularını bütçeden destekleyecek

Genelgenin ardından bir grup Ramazan davulcusu Manisa’da eylem yaptı. Nevşehir Belediyesi ise birçok diğer belediyeye örnek oluşturacak şekilde, bahşiş toplamaları yasaklanan Ramazan davulcularının ücretlerini karşılayacağını ve davul geleneğinin yaşatılması için 10 araç tahsis edeceğini açıkladı. Benzer şekilde Edirne ve Tekirdağ Belediyeleri de yine davul çalmaya devam edecek olan bu kesimin bu yılki bahşişlerini üstleneceği sözünü verdi.

Edirne’de ise, 24 mahallede 48 davulcu bulunuyordu. Büyükşehir belediyesi, genelge yayınlanmadan önce aldığı kararla Ramazan davulcularının kimseden bahşiş toplamadan davul çalmaya devam etmeleri, karşılığında da belediye bütçesinden kendilerine bir aylık asgari ücret verilmesine karar verdi.

euronews Türkçe’ye konuşan Edirne Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, “Bulaşın engellenmesi, kapı kapı dolaşılmaması için böyle bir karar alındı. Bu, bir kriz yönetimiydi bizim için. Birçoğu da belediyeye gelip bize teşekkür ettiler” diyor.

Sadece İstanbul’da yaklaşık 3 bin davulcu olduğu tahmin ediliyor.

Gelir kaybı yaşıyorlar

Ramazan ayı dışında kağıt toplayıcılığı, hurdacılık, düğünlerde müzisyenlik gibi faaliyetlerle geçimlerini sağlayan bu kesim, koronavirüs salgınından dolayı bir süredir kağıt toplayıcılığı da yapamıyorlar, düğünler de yapılmadığı için müziklerini de icra edemiyorlar.

Dolayısıyla, büyük kentlerde “dört gözle bekledikleri” Ramazan ayı boyunca kişi başı yaklaşık 2000 TL para kazanan, böylelikle sofralarına ekmek, çocuklarına ve eşlerine bayramlık götürebilen davulcuların önemli bir geçim kalemi daha eksilmiş durumda.

"Sürdürülebilir çözüm gerekiyor"

Sıfır Ayrımcılık Derneği başkanı Elmas Arus ise, Ramazan davulcularının herhangi bir ekonomik güvenceleri olmadığını, bu seneyi planlayacak bir öngörülerinin de bulunmadığını, zira kışın zaten sürdürülebilir, düzenli bir işleri olmaması sebebiyle etraftan aldıkları borcu, Ramazan ayında çalacakları davulla ödemeyi düşündüklerini söylüyor.

euronews Türkçe’ye konuşan Arus, “Birçoğu İstanbul’a geldi Ramazan davulculuğu için. Aileleriyle geldiler. Bir evde üç-dört kişi kalarak bir ay konaklamaya çalışıyorlar. Buraya güvenerek geldikleri için kira, elektrik, su, gıda sağlamaları lazım. Belediyenin herhangi bir sistemine kayıtlı olmadıkları için herhangi bir sosyal yardımdan faydalanamayacaklar. Günlük herhangi bir iş için de koronavirüs önlemleri kapsamında çıkamıyorlar. En büyük mağduriyeti bu insanlar yaşadılar. Zaten İstanbul’a çok zor koşullar altında geliyorlar” diyor.

Arus, belediyelerin bu kesime asgari ücret ve şehir dışından gelecekleri için yol yardımı gibi bir destek sağlaması gerektiğini ve Ramazan davulcularının yılın 12 ayını kapsayan geçim sorunlarına yönelik sürdürülebilir istihdam çözümleri geliştirilmesini vurguluyor.

“Kadınlar çok mağdur oluyor, erkeğin peşinden İstanbul’a kadar geliyorlar. Şimdi erkekler davul çalamadıkları için, bu kez kadınlar diğer yerlerde ekstra işler yaratarak kendilerine yük oluşturuyor” diyen Arus, belediyelerin değişen teknolojik çözümler doğrultusunda toplumun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kimsenin mağdur olmayacağı bir sistem geliştirmeleri gerektiği düşüncesinde.

“İsteyen mahallelerde, oylamayla davulculuğa devam ederler. Örneğin Fatih’te bu yönde bir kültür oturmuş, ama Nişantaşı’nda böyle bir talep olmayabilir. Belediyeler toplum ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalı. “Katılımcılığı”, herkesin ortak noktada buluşmasını ancak yerel yönetimler yapar. Mahalle bazında herkesin ulaşabileceği bir anket yapılabilir” diyor Arus.

İhtiyaca göre talep oluşturulabilir

Arus’a göre, böyle bir anketin sonuçlarına göre belediyeler kendi fiziksel sınırları dahilinde istihdam edecekleri davulcu sayısını talebe göre belirlerler.

“Bu durum davulculara da önceden bildirilir ki boş hayallerle taşı toprağı altın diyerek İstanbul’a gelmezler. Kimsenin mağdur olmayacağı bir sosyo-ekonomik sistem kurulmazsa bu sorun daha da büyüyebilir.”

Yevmiyeli kesimlerin ekonomik sorunları

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ekonomist Prof. Öner Günçavdı, her büyükşehrin davulcular başta olmak üzere yevmiyeli kesimlere destek olacak kaynağı olduğunu belirtiyor.

euronews Türkçe’ye konuşan Günçavdı, “Son tahminlerimize göre salgın sürecinin etkileriyle işsizlik 4 milyon 150’ye çıkabilir. Bunun da bir milyonu yevmiyelilerden oluşacak. Dolayısıyla olay sadece davulcuların sorunu değil, zaten işsizlik onların arasında yaygındı. Krizin uzaması, bu rakamları daha da artırıyor, çünkü işgücü piyasasını en kırılgan kesimi yevmiyeliler” diyor.

Günçavdı, “Türkiye’de salgın süresince bu insanlara bir gelir desteği sağlanmasına çok ihtiyaç olduğunu ve davulcuların da bu kapsamda görülmesi gerektiğini belirtiyor. Bu kişiler kayıt dışında, görülmüyorlar. Örneğin Ankara büyükşehir belediyesi çalgıcılara gelir desteği sağladı” diye açıklıyor.

Kamu otoritelerinin artık altyapı yatırımları yerine harcama önceliklerini insana yöneltmesi gerektiğini, böylelikle bu insanların mağduriyetlerinin kolayca telafi edilebileceğini belirten Günçavdı, “insanların aç kalması, mutsuz olması, mağduriyeti ciddi bir sorun. Belediyeler, eğer merkezi hükümet de izin verirse, böyle bir yardımı yapabilecek kaynaklara sahip. Bu dönemi hastalıkla ve sıfır gelirle geçiren insanlar var” diye ekliyor.

Daha geniş kapsamlı ve sürdürülebilir modellerin ise, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından uygulanabileceği öneriliyor.

“Zira, 800 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz” diye belirtiyor Günçavdı.

EuroNews