Covid19

Anasayfa

Sayfalar

Covid19

hızlı yayılma ihtimaline karşı hazırlık yaparken, diğer yandan da yetersiz sağlık sistemlerinin salgınla nasıl başa çıkabileceği konusunda kaygı duyuyor. COVID-19,  sadece  hastalığa yakalananları değil virüsten doğrudan etkilenmeyenlerin de hayatlarını beklenmedik derece sarstı. Hayat adeta  kilirlendi.

Hepimiz alışık olduğumuz sosyal hayattan koptuk. Yalnızlığın ve belirsizliğin hakim olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Günlük hayat askıya alınmış gibi geliyor olabilir; fakat ayrımcılıkla mücadele hiç bir zaman durmaz.

Bu virüs herkesin hayatını tehdit etse de hepimizi eşit şekilde etkilemiyor. Aksine virüs eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Bazılarımızın pandemiyi çok daha kötü şartlarda yaşadığını farkına varmalıyız. Derin yoksullukla baş etmeye çalışan Romanlar ve onlar gibi dezavantajlı gruplar toplumsal ayrımcılığın da odağında. Kendi başına çözümlerini en kötü şartlarda bile üretme gayretindeki bu kırılgan topluluklar için virüs adeta bir yıkım oldu. Çoğu günlük işlerle hayatını sürdüren insanlar için artık günlük işlere erişmek bile lüks hale geldi. Yaşama koşulları ise virüsü kat kat ölümcül hale getirebilir.

Dezavantajlı toplumlarda çok büyük bir oranda insanlar, sosyal hizmete erişimi olmadan günlük işlerle geçiniyor. Özellikle de diğer insanlarla düzenli temas gerektiren işlerde çalışarak yaşama tutunuyor. O gün çalışmıyorsa, o gün eve ekmek gelmiyor. Sonuç olarak sosyal haklara erişimi en az olan insanlar genellikle en büyük bulaşma riski altındalar.

Sıfır Ayrımcılık Derneği olarak, kriz ve belirsizlik dönemlerinde de, ayrımcılık kaynaklı insan hakları ihlallerinin giderilmesi için yılmadan çalışmaya devam ediyoruz, edeceğiz de.

Yöneticiler de, salgınla mücadele için gereken eylemleri planlarken , tedbir alırken hak odaklı ve ayrımcılıktan uzak bir tutum benimsemeli.

Özellikle, toplumda bazı grupların salgından çok daha fazla etkilendiği gerçeğini gözden kaçırmamalıdır. Kırılgan kesimlerin dezavantajlarının farkında olmalıdır. Aksi halde var olan dezavantajlı durumlar bu kriz ortamında daha derinleşiyor.

Salgın Roman toplumu birçok insan gibi evde kalma şansı bulması neredeyse imkansız. Roman toplumun yerleşik olanlarının dahi yaşam koşullarının neler olduğu göz ardı edilerek geliştirilen önlemler etkisiz kalıyor. Temiz suya erişimi olmayan, hijyen maddelerine ekonomik olarak ulaşamayan, sağlık güvencesi olmayan Romanlar için toplumsal içerme yaklaşımı ile tedbirler geliştirmek çok önemli.

 

Yeni Normalimiz Dayanışma!

Hayatın adeta askıya alındığı bu gergin ortamda gelecek karanlık görünse de, umut da yine yanı başımızda. Korkuya ve paniğe esir olmayacağız. Ellerimiz dayanışmayla kenetlenecek. İnsanlık, savaşları ve diğer krizleri hep dayanışmayla aştı. Bugün de bu salgının ilacı yine dayanışma olacak. Birbirimizin halinden anlayarak, empati kurmak elimizde. Artık yeni normalimiz dayanışma! Önyargıları geride bırakma vakti. Ayrımcılığın cam tavanları empatiyle kırılacak. Ve herkes için bir umut olacak.

 

İnsan varsa daima umut vardır; umudun yanında ol!

Sıfır Ayrımcılık olarak salgında derinden etkilenen dezavantajlı grupların sorunlarını birebir dinlemeye devam ediyoruz. Sahadayız ve birlikteyiz. Bu süreçte evden çalışıyor olabilirsin, hayatını evden idare ediyor olabilirsin. Fakat destek olmak ve dayanışma içinde olmak istersen sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsin.  Kimlikleri, kültürel grupları ve sağlık şartları yüzünden insanları damgalanıyor. Bununla mücadele eden Sıfır Ayrımcılık’ın yaptığı paylaşımları takip edebilir, yayabilir; dayanışma ağımıza katılabilirsin. Bu karanlık günlerde bir mum da sen yakabilirsin!

Oysa bütün dünya aynı sorunla mücadele ederken gördük ki, sosyal güvenceyle  çalışma hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, ayrımcılık tehdidi hepimiz için hayati. Virüs sayesinde  gördük ki, kimse  bir adada yaşamıyor, hepimiz bir  bütünün parçasıyız ve en zayıf  halka ne kadar  güçlü ise biz de o kadar güçlüyüz…

Hep beraber ayrımcılıkla mücadele edelim..

Birbirimizden korkmayalım, birbirimize umut  olalım!